sor çöz yöntemi, dr ekrem çulfa, Ekrem, Culfa, Aile, Danışmanı, ilişki, uzmanı, Çift, Evlilik, Terapisti, Uzmani, Danışman, yaşam, koçu, koç, koçluk
Sosyolog Psikolog Büşra Gümüş 05333738123
İnsan Doğasında Bencil Midir?
26/10/2020 İnsan
Doğasında Bencil Midir? “İnsan
doğasında bencil midir?” sorusuna taze bir Sosyolog ve Psikolog olarak
vereceğim yanıtın, bu konuda çalışmış filozoflar, sosyologlar ve psikologların
metinlerinden alıntılarla dolu olmasının beklenmesi muhtemeldir. Fakat ben
cevabımı bu sorunun bir öznesi olarak daha kişisel bir yerden vermeye
çalışacağım. İnsan;
biyolojik, psikolojik ve toplumsal bir varlık, bir hayvandır. İnsanın
toplumsallığı onu diğerlerine, ötekiyle işbirliğine mecbur bırakır. Tüm bu
mecburiyet de en nihayetinde içinde yaşadığımız toplumları meydana getirmiştir.
İnsan, topluma aittir ve topluma ihtiyaç duyar. İnsanın toplumsallığı, onun tam
anlamıyla mükemmel, kusursuz bir varlık olmamasının bir getirisidir. Kusurları,
eksikleri olan insan bu eksikliklerini diğerleriyle etkileşime geçerek
tamamlamaya çalışır. Burada bir dilemma yatmaktadır. Diğerleri ile tamamlanmak,
tam olmak için bir araya gelen insanda bencil bir temel yattığı söylenebilir.
Fakat insan, tamamlandığı ölçüde de tamamlar. Thomas Hobbes’a göre, insan insanın kurdudur, fakat bu
önermeye göre ise, insan insanın dayanağı, dayandığı taşıdır. İnsanın
doğuştan gelen bu koruma güdüsünü, olumsuz anlamda bir bencilliğe dönüştüren
ironik bir biçimde toplumun kendisidir. Bu durumu en net biçimde çocuk ve
bebekleri gözlemleyerek görebiliriz. Dışsal faktörlerden minimum düzeyde
etkilenmiş çocuklar, kendilerini korudukları kadar diğer insanları ve canlıları
koruma eğilimindedirler. Buradan ulaşılabileceğimiz sonuç, insanın doğuştan
bencil bir varlık olmadığı, fakat kendi kurduğu toplumun işleyişi içerisinde
bencilliğe eğilimli hale gelebildiğidir. Son tahlilde bu eğilime kapılıp
kapılmama ise insanın kendisinin elindedir.
İnsanın söz
edilen doğasına göre “iyi insan ilişkisi” ise insanın doğuştan gelen koruma
halini kendisi ve diğerleri arasında pay etme şekline bağlıdır. Bu, bir
matematik formülü gibi net bir oranı olan bir şey değildir. İlkel, güdüsel bir
pay etme halidir. Bir anne kedinin yiyeceği yavruları ve kendisi arasında
paylaştırması kadar ilkel ve güdülere bağlı bir davranıştan söz etmekteyim. İnsan,
bencillik ve özgecilik arasındaki sınırı gündelik yaşam akışı içerisinde
üzerinde pek de düşünmediği davranışlardan hayati kararlara kadar bütünsel bir
biçimde çizer. Bu anlamda insan, ne tam anlamıyla bencil ne de tam anlamıyla
özgeci bir varlıktır. İnsanın
özünün ve kurduğu ilişkilerin komplike yapısı, bahsedilen sorulara net bir
cevap vermeyi zorlaştırmaktadır. Neyin bencil olup olmadığı, neyin iyi neyin
kötü olduğu kendi üzerine düşünen her insanın aklını en az bir kere
kurcalamıştır. Bu meseleler üzerine düşünmek başlı başına insanı mutlak bencil
bir varlık olmaktan uzaklaştırmakta ve iyi ilişkiler kurmaya eğilimli hale
getirmektedir. Son söz olarak kişisel kanaatim, insanın iyi olmaya ve iyi
ilişkiler kurmaya en azından meyilli bir varlık olduğudur. Büşra Gümüş |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |